Sen Ne Yaptın?
Adamın biri, Ramazan günü bir mezarlık kenarında mezesini yere yaymış, kafayı çekip keyfediyormuş. O sırada yanından geçen şaşı, topal ve çopur bir adam, durmuş, bir süre hayretle adamı süzmüş, sonra kızarak :
- Be adam utanmıyor musun? Allah seni çarpar.
Başını kaldıran hafif sarhoş adam kendisine akıl öğretenin halini görünce dayanamamış;
- Sen ne yaptın ki seni böyle çarptı?
Hava Durumu
Adamın biri bayağı günah işlemiş. Bir papaza günah çıkartmaya gitmiş. Papazla konuşmaya başlamışlar :
- Papaz efendi ben çok günah işledim. Mesela dün komşunun küçük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim.
- Allah affeder oğlum...
- Önceki gün de komşunun büyük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim.
- Allah affeder oğlum...
- Daha önceki gün de komşumun karısı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim.
- Tamam oğlum Allah affeder affeder de, sen yavaş yavaş gitsen. Hava da bozmaya başladı zaten.
Kolay İngilizce
Adamın biri bir gün İngiltere'ye gezmeğe gitmek istemiş. Tabii İngilizce bilmediğinden arkadaşına sormuş :
-Yav ben İngiltere'ye gidince onlarla nasıl anlaşacağım?, demiş. Arkadaşıda :
-Bak konuştuğun her cümlenin sonuna 'ing' koy. Onlar senin ne demek istediğini anlarlar, demiş. Ve adam İngiltere'ye gitmiş ve solugu bir cafede almış. Arkadaşının taktiğini uygulamaya başlamış ve garsonu çağırmış :
-Sen bana bir çay getirebiling? demiş ve garson şaşkın şaşkın çay getirmeye gitmiş. Garson çayı hemen getirmiş. Adam demişki :
-Bak, ben ne güzel İngilizce konuşuyoring değiling? demiş. Garson lafı yapıştırmış :
-Ben Türk olmaying , b.. içerdin çaying!
Sarı Çizgi
Adamın biri çok delikanlı geçinirmiş. Adam birgün kabız olmuş. Kabız ilacı almayı delkanlılığına yedirememiş. Geçer ümidiyle 2 gün beklemiş, geçmemiş, 4 gün beklemiş, geçmemiş. 1 hafta beklemiş kabızlığı geçmemiş. Artık dayanamamış ve eczaneye gitmeye karar vermiş. Eczane kapısından utana sıkıla girmiş.
- Şey beyfendi, ben hastayım. Tuvalete gidiyorum fakat yapamıyorum, demiş. Eczaneci
- Bunda utanacak ne var. Size hemen bir ilaç vereyim geçirir. Ama dikkat edin çok kuvvetli bir ilaçtır birden fazla içmeyin demiş.
Adam eczaneden koşar adım çıkar. Yolda dayanamaz ve 1 haftanın verdiği sıkıntıyla iki üç tane ilacı mideye indirir. Adam yolda giderken bir hastaya rastlar. Hasta, adama
- Buralarda eczane var mı? diye sorar. Adamın cevabı oldukca ilginçtir.
- Sarı çizgiyi takip et...
Bekçi
Adamın biri bekçilik yaptığı fabrikaya gitmiş, fabrikanın müdürü gelmiş ve hayretle sormuş:
- İşe niye geldin kaynanan ölmemişmiydi.
Bekçi istifini bozmadan cevap verir:
- İş saatlerine eğlenceyi katmam.
Ambulans
Adamın birinin iki kulağı da yanmış! Doktorlar, neden yandığını sorunca :
- Ütüyü telefon zannettim, demiş. Doktorlar :
- Eee peki diğer kulağın nasıl yandı? deyince, adamda :
- Telefonla ambulans çağırmak istedim demiş...
Önde Yer Var mı?
Sol gözü takma olan adam otobüse binmişti.Otobüs kalabalık hava sıcaktı.Bir süre sonra sıcaktan bunalan, terleyen ve canı sıkılan adam, takma gözünü çıkardı, havaya atıp tutmaya başladı. Durumun biraz sonra farkına varan yanında oturanlar dehşetle irkildiler :
-Ne oluyor yahu!...
Adam gayet sakin gözü atıp tutmaya devam ederek cevap verdi :
-Hiç, burada canım sıkıldı da ön taraflarda yer var mı diye bakıyordum!...
Garanti
Adamın biri bir gün mağazadan bir televizyon çalmış ve tam kapıdan çıkarken yakalanmış.Ertesi gün adamı mahkemeye çıkarmışlar.Hakim karar vermiş
-"Bir yıl hapis."
Hırsız:
-"Ben biliyordum zaten bir yıl olacağını."
Hakim:
-"Nereden biliyordun."demiş
Hırsız:
-"Televizyonun üstünde bir yıl garanti yazıyordu demiş."
Kimse Oturmuyordu ki...
Seyahatten dönen adam arkadaşına yakınıyordu :
-Birader perişan oldum, felaket bir tren yolculuğu geçirdim. Arkadaşı merakla...
-Hayrola ne oldu? -Trende yerim tersti başım döndü, midem bulandı, yahu.
-Aman be kardeşim, insan karşısındakine rica edip yer değiştirir...
-Benim de aklıma geldi gelmesine ama karşımda kimse oturmuyordu ki!...
Hizmetçi
Hizmetçinin biri işe yeni girmiş.evin sahibi olan kadın:
-Biz 8'de kalkarız,9'da kahvaltı yaparız.demiş.
Hizmetçi:
-Ben kalkamassam siz başlayın,demiş.
Goril
Adamın biri bir sabah kalkar ve evinin çatısında bir goril görür. Ne yapacağını bilmez ve eve girip telefonun başına geçer. Rehberi karıştırınca bir ilan görür. "Gorilleriniz itina ile yakalanır!!! Adam telefon eder ve goril avcısı yarım saatte gelir. Araç panelvan tipinde bir kamyonettir. İçinden orta yaşlı bir adam ve aptal bakışlı bir bulldog iner. Adam elinde bir beyzbol sopası, bir ip merdiveni ve bir de çifte taşımaktadır. Ev sahibi sorar :
-Nasıl yakalayacaksın onu? Adam cevaplar :
-Çok basit, önce merdivenle çatıya çıkacağım, beyzbol sopasıyla gorile vurup onu çatıdan düşüreceğim. Köpek özel eğitilmiştir, hemen gorilin bacağını ısırır ve ben inip onu araca kapatana kadar gitmesine izin vermez. Derken adam çifteyi ev sahibine bırakarak yukarı çıkmaya başlar. Ev sahibi :
-Peki ben bu silahla ne yapacağım? diye sorar. Adam :
-Eğer işler ters gider de goril beni çatıdan atarsa, köpeği hemen vur.
Topal
Adamın biri bir gün meyhaneden çıkmış tabii kafasıda iyi. Yolda bir ayağı kaldırımda bir ayağıda yolda yürüyormuş. Adamın biri bunu görüp yanına yaklaşmış. Ve de merakını gizleyemeden sormuş :
-Ya hemşerim , niye bir ayağın asfaltta bir ayağın kaldırımda yürüyorsun? Bir yerde yürüsene? demiş. Adamda ona :
-Allah razı olsun hemşerim sana. Bende acaba ne zaman topal oldum diye düşünüyordum
Mola Bitti
Adamın biri hayatı boyunca küfür etmiş. Sonunda adam ölmüş. Adamı cezalandırmak için cehennemin ceza odalarında zebaniler tarafından dolandırılıp sorular soruyorlarmış 1. odada yanan insanlar 2. odada kesilenler ... devam ederken bizimki korkmuş hiç birini istememiş. En son odada ise yarı beline kadar pisliğe batmış insanlar ve ağızlarında birer sigara cezalarını çekiyorlarmış. Bizimki hemen atlamış :
-İşte işte beni buraya koyun. Cezamı çekerim, demiş. Neyse aradan 15 dakika geçtikten sonra zebaniler gelmiş. Ve :
-Tamam artık dinlendiniz yeter. Şimdi amuda kalkın, demiş.
Buralı Değilim...
Adamın biri zilzurna içkiliymiş.Yolda yalpalıya yalpalıya ilerlerken birden yanından geçen adama demiş ki :
-Kardeş şu yukardaki güneş mi ay mı? Adam demiş ki :
-Bilmiyom kardeşim ben buralı değilim.
Deve
Birgün adamın biri çölde giderken devesini kaybediyor. Adam perişan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor. Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduğunu görüyor ve galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor. Deveyi alıp galeriden çıkarken adamın aklına bir şey geliyor ve sahibine dönerek soruyor :
-Bu deve nasıl gider?, diyor. Sahibi cevaplıyor :
-Oh bee deyince gider, diyor. Alıcı :
-Peki nasıl duruyor, diye soruyor. Sahibide .
-Allahım sen beni kurtar deyince duruyor, diyor. Adam deveyi alarak galeriden çıkıyor.
-Oh bee diyerek, yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam ilerde bir uçurum görüyor ve deveyi nasıl durduracağını unutuyor. Deve tam uçurumun kenarına geldiğinde son anda adam :
-Allahım sen beni kurtar, diyor. Deve zınk diye duruyor. Ve arkasından adam :
-Oh bee, diyor.
Osmanlı Donanması
Osmanlı zamanında, Bizans donanması ile Osmanlı donanması savaşacaklar. Bizans 10 gemilik muhteşem bir donanma hazırlar ve denize açılır. Donanmanın başında Andropolos vardır. Andropolos en öndeki geminin burcunda elleri göğsünde heybetli bir heykel gibi durmaktadır ve hemen arkasında yaverleri vardır. Hep birlikte Osmanlı donanmasını beklemektedirler. Yukarıdan gözcü bağırır:
"Komutanım, Osmanlı donanması 3 gemiyle göründü".
Komutan yaverine döner ve:
"Bana kırmızı gömleğimi getirin eğer savaşta yaralanırsam kanım belli olup da askerlerin morali bozulmasın."der.
Hemen kırmızı gömleği giyer ve aynı ihtişamıyle yerinde durur. Gözcü yine bağırır:
"Komutanım, o 3 geminin ardından 30 gemi daha göründü."
Andropolos tekrar yaverine döner ve hafifce mirildanir :
"Bana kahverengi pantolonumu getirin."
Nereye?
Kadının birinin gördüğü her rüya gerceğe dönüşüyormuş. Kadının oğlu ise hava kuvvetlerindeymiş. Kadın ölmeden bir hafta önce rüyasında oğlunun uçaktan atladıktan sonra paraşütünün açılmadığını görüyor. Bunu oğluna ölmeden önce anlatıyor ve kadın ölüyor. Kadının oğlu haftalar sonra tatpikata gidiyor havada bütün askerler atlıyor bizim asker korkudan atlayamıyor. Komutan askere neden atlamıyorsun diye sorduğunda ise durumu anlatıyor. Komutan ise gülerek oğlum bu paraşütler test edildi istersen gel benimkiyle değiştirelim. Tamam dedi asker ve asker komutanın paraşütüyle atladı. Askerin paraşütü açıldı asker yavaş yavaş yere süzülürken paraşütü açılmayan komutan önünde hızla aşağı doğru düşerken asker bağırır:
- Komutanım nereye? Komutan yanıt verir:
- Ananın yanına...
Firar
Kore de Türk Tugayından iki Anadolulu asker biraz gezmek için firar ederler. Sehirde bir aşağı bir yukarı dolaşırken, inzibat subayı bunları yakalar ve sorar :
- Hani sizin izin kağıtlarınız? Erler subayı atlatırız umuduyla :
- Biz Amerikalıyız, diye cevap verirler. Subay durumu anlar, ama hiç bozuntuya vermez :
- Amerikanın neresindensiniz? diye sorunca :
- İçindenik kumandanım!...diye yanıt verirler...
Babam Kavga Ediyo...
Karakolun kapisindan içeri bir küçük oglan girmis;
- Polis amca, lütfen yardim edin babam sokakta 3 kisiyle kavga ediyo...
Ve birlikte sokaga inmisler gerçekten de çocugun babasi 3 tane adamla tekme tokat dövüsüyo, polis sormus :
- Peki hangisi senin baban?..
Çocuk cevap vermis :
- Bilmiyorum, zaten bu yüzden kavga ediyolar...
Polis Var mı?
- Beyefendi, etrafta bekçi, asker ya da polis var mı?
- Hayır, evladım.
- Öyleyse cüzdanınızla saatinizi bana verin...
Arslan Oğlu Arslan
Temel askerdeyken yeni basçavus gelir ve tüm bölüge söyle der :
- Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan Oglu Arslan...Eger adimi unutursaniz geldigimde caniniza okurum...
Aradan haftalar geçer ve Basçavus gelir herkeze adini sorarve hepsi bilir.
Sira Temel e gelir... Temel :
- Bi hayvan oglu hayvandi ama haçen ismini bilemiyrum...
Bağış
Cimriligi ile ünlü Iskoçya da, polis okulunda okumakta olan ögrenciye sordular :
- Büyük bir kargasa basgösterdi. Herkes birbirine giriyor, silahlar patliyor... Söyle bakalim, bu topluluk nasil dagitilir?
Ögrenci hiç düsünmeden :
- Hemen boynuma bir kutu asarim, dedi. Ve bağıs toplamaya başlarım!
Boy Ölçüsü
Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölçüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaslari buna çok şaşırıyorlarmış.
Bir gün bunu komutana götürmüsler ve olan biteni anlatmislar. Komutan inanmamış ve :
- Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç?
Asker aşagıdan yukariya komutani süzmüş ve :
- 1.75 efendim, demiş.
- Doğru hayret nasıl bildin?
Asker :
- Bilirim tabi efendim ben kereste uzmanıyım...
Emir Erim
İki komutan aralarında konuşmaktadırlar, senin emir erin mi akıllı benim emirerim mi akıllı. Sonunda test etmeye karar verirler. 1. Komutan : -Oğlum Memet gel buraya. Mehmet : -Emret Komutanım. 1. Komutan : -Oğlum al şu 100.000 TL. yi pazardan 3 kilo elma, 4 kilo portakal, 2 kilo domates, 4 ekmek al ve eve yenğene teslim et, paranın üstünüde bana getir. Mehmet : -Emredersin Komutanım, der ve çıkar. 2. Komutan : -Oğlum Hasan gel buraya. Hasan : -Emret Komutanım. 2. Komutan : -Oğlum git bak bakayım ben askeri gazinodamıyım değilmiyim, orada isem kumar oynuyormuyum oynamıyormuyum, oynuyorsan kardamıyım zarardamıyım öğren de gel evladım. Hasan : -Emredersin Komutanım, der ve o da dışarı çıkar bakar Mehmet dışarda sinirli sinirli volta atmaktadır. Hasan : -Hayrola Mehmet? Mehmet : -Bizim komutan bana 100.000 TL verdi, pazardan 3 kilo elma, 4 kilo portakal, 2 kilo domates, 4 ekmek al ve eve yengene teslim et, paranın üstünü de bana getir, dedi. Yahu bu adam taş devrindemi yaşıyor yahu bu devirde 100.000 lirayı dilenciye versen sana küfür ediyor yahu. Hasan : -Yahu oda birşeymi ya bizim komutana ne demeli, bak bana ne emir verdi "Oğlum git bak bakayım ben askeri gazinodamıyım değilmiyim, orada isem kumar oynuyormuyum oynamıyormuyum, oynuyorsan kardamıyım zarardamıyım öğrende gel" yahu bu adamın her tarafı komutan olsa ne olur, sen artık komutansın yahu insan biraz düşünür, o kadar yıl okumuşsun insan biraz kafasıı kullanır bana neden böyle bir emir veriyorsun, elinin altında telefon var aç gazinoya sor beni neden boşu boşuna oraya kadar yoruyorsun değilmi ya...
Tokat
2. dünya savaşı sırasında, bir tren kompartımanında bir nazi subayı, bir yaşlı kadın bir delikanlı ve birde genç kız bir arada yolculuk etmektedirler. Tren bir süre sonra tünele girer. Bir öpücük sesi ve ardından da bir tokat sesi yükselir. Yaşlı kadın şöyle düşünür : -Zamane gençleri işte. Kızı oğlan öptü ama tokadı da yedi. Genç kız şöyle düşünür : -Salak oğlan, benim yerime yaşlı kadını öptü ama tokadı da yedi. Nazi subayı şöyle düşünür : -İşe bak yahu, oğlan kızı öptü, tokadı ben yedim. Delikanlı ise şöyle düşünür. -Oh bee, elimin tersini öpüp şu nazi bozuntusuna ne güzel tokat attım.
Askerler Ölmez!
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda : -İçki öldürür, diye yazıyordur. Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün? Biri yazının altına şunları ilave etmemiş mi :
- Askerler ölmez!
Arz
Balıkçı temel'e, bir müşteri hamsinin fiyatını sormuş
-Peş yuz bin.
-Karşıdaki balıkçıda dört yüz bin.
-Cit ortan al.
-Orada kalmamış.
-Pente kalmasa pen iki yüze satarım.
O Zaman...
Temel doktorken bayanın biri gelmiş ve Temel'e :
- Doktor bey ben ölmüşüm lütfen bana yardım edin, demiş.Temelde derdin nedir diye sormuş? Bayan :
- Ne yesem onu çıkarıyorum tuvalette. Elma yesem elma, sebze yesem sebze çıkıyor, demiş. Temelde :
- O zaman b.k ye, demiş.
Temel'in Hali
Temel ormanda agaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış; - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
Temel'in Sesi Kısılınca...
Temel birgün maça gider ve maçta aşırı bir tezahüratta bulunur takımı kazanır fakat Temelin sesi kısılmıştır. Maçtan sonra eve gelir ve evde karısına kısık bir sesle 'Fadime, benim sesim kısıldı ne yapacağız' der. Fadimede Temelin sesini duyunca ona hemen Doktor Dursuna gitmesini söyler. Daha sonra Temel Dursunun evine gitmek üzere yola çıkar Dursunun evine geldiğinde kapıyı çalar ve dışarı Dursunun karısı çıkar. Temel yine kısık bir sesle 'Dursun evdemi, Dursun?' diye sorar ve bunun üzerine Dursunun karısıda kısık bir sesle 'Yok! yok! gel' der.
Dursun Temel'e sormuş: Metroseksüel erkek ne demek da?
Temel düşünmüş, düşünmüş, sonunda:
Ha oni pilmeycek ne var da, yerin altından giden dönmedur. demiş
Mercedes
Temel yol kenarında otostop yapar bir mersedes durur ve Temel'i alır. Temelde adama bir şeyler sormaya başlar. Abi ben pu arabanun önündekü yildizun ne işe yaradiini merak edeyrum, der. Şöför onunla geçen yayalara nişan alıp çarpıyorum böylece kurtulamıyorlar, der. Beş dakika sonra yayaların yanından geçerken arkadan bir ses gelir ve söför arkaya dönerek Temel'e sorar ne oldu o ses neydi? Temelde abicium sen hedefu kaçirdun ama merak etme ben kapiyla vurdim oni.
Suçlu
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğünden bir faks gelmiş. Faks aynen şöyle :
Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi...
Emir Eri Özcan
Askerde komutan emir eri Özcan’a seslenmiş :
- Çabuk bana bir lazer yazıcı getirin... Emir eri Özcan gitmiş ve bir askerle geri dönmüş. Komutan :
- Bu ne oğlum? Ben senden ne istedim, sen ne getirdin?
Özcan kendinden emin :
- Lazer yazıcı istediniz ben de getirdim komutanım...
- Nasıl yani oğlum? Hiçbir şey anlamadım?
- Şöyle oluyor komutanım, Bu arkadaş Temel. Hem Laz hem de er. Ve askerde görevi yazıcılık komutanım... Anlaşılmayacak bir şey yok yani...
Fidye
Ekonomik kriz yüzünden büyük para problemi olan Temel, çocuk kaçırıp fidye istemeye karar vermiş. Şehrin büyük bir parkında çocuğun birini gözüne kestirmiş. Önce bir not yazmış :
"Çocuğunu kaçırdım.Bunu yaptığım için üzgünüm ama kusura bakma çünkü gerçekten paraya ihtiyacım var. Yarın sabah saat 7'de falanca parktaki filanca ağacın altına bir siyah çantada 5 milyar getir.
İmza: Laz."
Çocuğun yanına gitmiş, notu çocuğun ceketinin iç cebine koyup, doğruca evine gitmesini ve notu babasına göstermesini söylemiş. Ertesi sabah parka geldiğinde söylediği ağacın altında, söylediği renkteki çantada içinde 5 milyar olan emaneti bulmuş. Paraların yanında bir de not varmış :
"Paran purada ama bir Laz hemşehrisine nasıl peyle bir şey yapar inanamayrum."
Piyango
Temel’e bir gün piyangodan para çıkmış. Temel’de bütün parayı toprağa gömmüş. Toprağın üstünde “burada para yoktur” yazmış. Dursun’da yazıyı okumuş. Bütün parayı almış. O da “buradan parayı Dursun almadı” diye bir yazı yazmış...
Havuz
Temel ile Dursun havuza gitmişler. Temel havuzun başında gezerken ayağı kaymış ve havuza düşmüş. Temel havuzdan çıktıktan sonra Dursun’a beni kim ıslattı da demiş.
İngiliz
İngiltere’ye gezmeye giden Temel tanınmamak için gördüğü Türklere selam vermiyip selam da almıyormuş... Fakat Türk’ün üstelik de hemşerisinin biri Temel’deki burnu görünce "Bu kesun lazdır" demiş ve peşine takılmış. Yanaşıp sormuş Temele :
- Kardaşum sen laz musun? Temelden çit yok... Adam yine sormuş :
- Kardasum laz musun? Temel yine bakmamış adama. Adam ısrarla takip edip devamlı aynı soruyu sorunca Temel dayanamamış ve adama dönüp şöyle demiş :
-İnciluzum İnciluz...
İcat
Temel ile Dursun Türkiye’de iş bulamamışlar ve Amerika’ya gitmişler. İkisi de iş bulmuşlar fakat farklı yerlerde. Bir anlaşma yapmışlar. Her 10 yılda bir ikiz kulelerin önünde buluşmaya dair. Aradan 10 yıl geçmiş dursun lüks bir arabayla Temel ise otobüsle gelmiş. Temel sormuş :
- Sen bu kadar parayı nerden buldun? Dursun :
- Bir icat yaptım içine elini koyuyorsun el falını okuyor. Bunun için 15 dolar istiyor, demiş.
Sonra ayrılmışlar ve bir dahaki 10. yılda tekrar buluşmuşlar. Bu sefer temel lüks bir lumuzinle gelmiş. Dursun sormuş :
- Sen bu kadar parayı nerden buldun?
Temel :
- Bir icat yaptım el falını okuyor bunun için 15 dolar istiyor. Elini geri çekmek için ise 20 dolar istiyor, demiş.
Açık Çay
Arkadaşıyla kahvede oturmakta olan Dursun, kahveci Temel’e seslenir :
- Bize iki çay getir. Biri açı olsun.
Temel sorar :
- Hancisu açuk olsun?..
Danger
Bir gün Temel sahilde gezerken denizde bir tanker görür ve yanindakine dönüp şöyle der :
- Ulan cahil herifler, 40 yıllık tankerin üstüne DANGER diye yazmışlar.
Boya
Kayseri'ye yeni gelen yabancı, ayakkabısını boyatırken boyacıya takılmış:
- Siz Kayserililer eşeği boyayıp babanıza satarmışsınız. Nasıl yapılır bu iş?
Boyacı, fırça sallamayı sürdürerek:
- İşte, demiş, eşeği böyle boyarız!
Alıyomuyuz Satıyomuyuz
Kayseriliye sormuşlar.
- "2 kere 2 kaç eder?"
Cevaplamış,
- "Alıyormuyuz, satıyormuyuz..."
Kazık
Bir kayserli cocuk babasinda para ister
- Baba bana çok acil 500.000 Lira lazım der
Babası :
- Ne 400.000 Binliramı Napacan 300.000 Binlirayı 200.000 Lira yetmezmi der al Şu 100.000 Lirayı der ve 50.000 Lira verir. Ve çocuk parayı aldıktan sonra gulmeye başlar ve baba sorar...
-Niye gülüyosun Olum
ve cocuk ekler baba zaten bana 50.000 Lira lazımdı biliyordum böyle yapacagını der..
-Baba gülmeye başlar ve derki
-Ulan eşşolueşşek sahte 50.000 lira vermesek bizi kazıklayacan der...
Yeni Model
İki tane çiftçi, biri Adanalı, diğeri Kayserili, sohbet ederken, tabi haliyle zenginlikleriyle övunecekler...
Adanalı başlamış :
-Bizim orda sabah günes doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz, demiş... Kayserili de demiş ki :
-Yav bizim de vardı öyle bir arabamız ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık....
Durdur Hiç Değilse
Taksinin yokuşta frenleri patlamış, müthiş bir hızla aşağı iniyormuş. Kayseri'li müşteri bağırmış.
-Durdur şu arabayı. Şoför panik içinde haykırmış :
-Durduramıyorum!
-O zaman taksimetreyi durdur hiç değilse, demiş Kayserili.
Sarhoş
Sarhoşun biri bir gün içtikten sonra yolda yürürken bir tane kutukola şişesi görür ve kutu kola şişesine vurur. Şişe döndükten sonra içinden bir cin çıkar ve sahip dile benden ne dilersen der ve sarhoş şöyle der:
Özür dilerim abi bir daha olmaz...
Üstü Kalsın
Adamın biri bir gün bara gider ve barmene :
-Hey barmen bana bir bira. Barmen :
-Buyrun efendim, der. Adam bir dikişte birayı içer ve taakk diye masaya bardağını vurarak :
-Borcum kaç lira. Barmen :
-On lira, der. Adam demir on tane bir liraları üst üste dizerek elinin tersiyle vurur dağılan paraları barmen ya sabır diyerek teker teker toplar. Aynı adam ertesi gün yine gelir ve üç bira ister borcunu sorar. Barmen :
-Otuz lira, der. Yine paraları üst üste koyar elinin tersiyle vurur. Çok sinirlenen barmen müşteri velinimettir der ve yenide paraları toplar. Bu adamın yaptığı olaylar ard arda devam eder en sonunda sinirlener barmen bu adam bir daha bara gelip aynı şeyi yaparsa çök kötü dayak atacağına dair kendi kendine yemin eder. Ertesi gün adam yeniden gelir ve onbir tane bira içer ve borcunu sorar ve barmen :
-110 lira, der. Barmen tam adama yumruk atacakken adam cebinden 1000 lira kağıt para çıkartır barmen şaşırır ve ulan der şu adama bir oyun oynayım. Daha evvelden adamın ona vermiş olduğu bozuk paraları üst üste dizip elinin tersiyle vurarak dağıtır ve ekler :
-Buyrun efendim paranızın üstü. Adam barmene bakıp alaycı bir şekilde gülerek :
-Üstü kalsın, der.
Buzdolabı
Sarhoşun biri her eve gittiğinde tuvaletin yerini unutur, karısına sorarmış.
- Lan karı bizim tuvalet nerde...
Yine bir gün adam eve sarhoş gelmiş. Etrafa bakınmış tuvaleti bulamamış. Yine sormuş karısına tuvaletin yerini. Cavabı aldıktan sonra tuvalete gitmiş. O sırada karısı oturma odasında televizyon seyrediyormuş. Adam bağıra çağıra kadının oturduğu odaya gelmiş ve karısına ;
- Lan karı benden habersiz yine ne yaptırdın eve diye karısına söylenmiş. Kadın ;
- Ne yaptırmışım herif demiş. Adam ;
- Tuvaletin kapısını açıyorum ışık otomatik yanıyo. Sen şimdi ona dünyanın parasını vermişindir, demiş. Bunu duyan kadın öfkeyle ;
- Oy körolası herif yine mi buzdolabına işedin !! ,demiş.
Yıl Dönümü
Karısı adama sinirli bir şekilde söyleniyordu :
- Kafanda futboldan başka bir şey yok, futbol, futbol, futbol... Ne zaman evlendiğimizi bile hatırladığını sanmıyorum!.. Adam sakin sakin cevap verdi :
- Beni çok yanlış tanımışsın hayatım, tabii ki hatırlıyorum, Galatasaray’ın Neuchatel’ı beş sıfır yendiği gün...
Futbol
İki eşcinsel aralarında konuşuyormuş.Biri demişki;benim en sevdiğim spor güreştir.Yakın temesa geçtiğin zaman bir hoş oluyorum.Diğeride bende futboldan hoşlanıyorum demiş. Düşünsene topu kaleden alıyorsun bütün rakiplerini tek tek çalımlıyorsun kaleciyide geçtikten sonra topu taça gönderiyorsun. Arkadaşıda bunun neresi güzel demiş. Arkadaşıda zaten işin en can alıcı kısmı orası demiş.Düşünsene binlerce taraftar ayağa kalkıyor ve hep bir ağızdan bağırıyor.
İB...
Altı Sıfır
Fenerbahçe'nin Galatasarayı 6-0 yendiği maçtan sonra sokağa çıkmaya utanan Arif'in aklına bir fikir gelmiş ve kadın kılığına girerek dışarı çıkmış.Bir cafeye girip oturmuş.Yanına yaşlı bir kadın gelerek Arif Naber demiş.Arif beni tanıdı diyerek apar topar kaçmış.
Ertesi gün yine kılık değiştirmiş ve cafeye gitmiş.Aynı yaşlı kadın yanına gelip Arif naber demiş.Arif yine kaçmış. Bu sefer Arif çok farklı bir kılıkta gelmiş cafeye kadın gelmiş yine Arif naber demiş.Arif merak etmiş;
Ya sen beni nereden tanıyorsun demiş Yaşlı kadında;
Oğlum Ben Bülent
Not: Kırılmaca gücenmece yok )
Neden Düştü Sanıyorsun?
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş : -Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi? Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış : -Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim. Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu!Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?